Aort Damarı Ameliyatının Yapılış Aşamaları ve Riskleri
Aort damarı ameliyatı hangi bölgede ve hangi metotla yapılacağına iyi karar verilmesi gereken bir operasyondur. Günümüz teknolojisiyle risk faktörü oldukça düşmüştür.
Aorta üzerinde oluşabilecek olan yırtılmalar, çatlaklar, patlamalar, daralma veya genişleme gibi sorunlar sıkça gözlemlenebilir. Aort damarı ameliyatı ile farklı cerrahi metotlar sayesinde başarılı sonuçlar alınabilir.
İçindekiler
Aort Damarı Ameliyatının Aşamaları
Aort damarı ameliyatı yapılacağı zaman ciddi bir tetkik sürecine başlanır. Çünkü hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan kanın geçtiği damardır. Dakikalık süreç baz alındığında 6-7 litrelik kan akışı sağlanır. Yalnızca Aorta üzerinde oluşacak en ufak bir aksama bile birçok organ ve dokunun ölümüne yol açabilir. Bu sebeple aort ameliyatı öncesinde tüm tetkikler yapılır ve gerek görülmediği takdirde cerrahi müdahaleye başvurulmaz.
Bazı hastalarda kan kaybı riski bile göz önüne alınarak operasyona başlanabilir. Karıncık bölgesinden çıkan ve kapakları dahil edilerek değişecek olan aort damarının yeri ve tespiti önemlidir. Ameliyat anında aort biyolojik olarak yerine takılan suni damar ile değiştirilir. Bu değişiklik için ilk etap damarın hangi aralığının değiştirileceğidir. Zira aort ile alakalı her operasyonda kan kaybı hat safhada olabilir. Suni olarak kan akışının sağlanabilmesi ve dolaşımın devam etmesi için aorta dışarıdan bağlanır ve kan devamlı olarak aktarılmaya devam eder.
Gerek görülmediği sürece kapaklar sabit kalır. Fakat Aort genişlemesi gibi durumlarda ya da daralma görüldüğünde kapakların sağlıklı kalma ihtimali oldukça zayıftır. Riskler her zaman sabit olduğu için kapaklar isteğe bağlı olarak metal veya hayvan dokularıyla üretilen biyolojik seçenekle stentlenebilir.
Aort damarı ameliyatı kaç saat sürer? Merak edilen konuların başında gelen bu süreç detayını genel hatlarıyla 2-3 saat olarak söyleyebiliriz. Ancak mevcut Aort yırtıkları veya kapak değişimleri ile operasyonun süresi 12 saati bile aşabilir. Bazen ameliyat çok uzun saatler sürer ve kapak değişimleri sebebiyle kan kaybı artar. Böyle durumlarda hastaya sürekli olarak taze kan takviyesi yapılır.
Aort Damarı Ameliyatının Riskleri
Aort damarı ameliyatı izlendiğinde teknolojinin geldiği noktayı gözlemleme şansına erişiyoruz. Aslında aorta üzerinde olası bir genişlemenin ya da daralmanın ne denli sorunlara yol açabileceğini görebilirsiniz. Patlama riski ile ölüm, daralmalar ile tıkanıklıklar ve farklı komplikasyonlar gözlemlenebilir.
Genellikle riskleri üzerine konuşulduğunda ölüm oranı veya sıklığı merak edilmektedir. Herkes için aynı oranın geçerli olmayacağı aşikâr. En riskli Aort ameliyatı hastalarının 50 yaş üstü erkekler oldukları biliniyor. Uzun bir süre sigara içmiş olan hastalarda ise bu risk faktörünün %50 oranında daha fazla olduğu saptanmış.
Aort damar ameliyatı ölüm oranı için %5 gibi düşük bir orandan söz edilebilir. Endovasküler tamir tekniğiyle hem yoğun bakıma gerek kalmayan hem de iyileşme sürecini hızlandıran bir metot uygulanıyor. Saat bazında da hem operasyon hem de taburcu olma süresi azalıyor. Artık 24 saat içerisinde taburcu olunan Aort ameliyatları görebiliyoruz.
Aort Damarı Ameliyatı İyileşme Süreci
Aort damarı ameliyatı için kalp bölgesinde komplikasyonlar yaratacağı düşünülen tüm faktörler göz önüne alınmalıdır. Her dakika 6 litre kan pompalanan ve bu kanı arterlere ileten bir damar yapısından bahsetmekteyiz. Bebeklerde ya da yeni yeni yetişkin olan kişilerde Aort koarktasyonu görülme ihtimali daha da yüksektir. Sigara, beslenme alışkanlıkları ve yaşam şekli damar yapısına en önemli zararı veren unsurlardır.
Artık Aort koarktasyonu ameliyatlarında iyileşme süreleri eskisi gibi uzun sürmüyor. Hatta taburcu olunan süreç üzerinden düşünülebilir. Riskleri sıfıra indiren Endovasküler Tamir metoduyla çok daha sağlıklı bir operasyon gerçekleştirilebiliyor.
Artık operasyondan 24 saat ile 48 saat sonra taburcu olma şansına sahipsiniz. Tabi ki iyileşme süresini diğer ameliyatlardan farklı düşünmek gerekiyor. Aorta üzerinde oluşacak en ufak bir komplikasyon ölüm riski doğurabilir. Böbreklerde rahatsızlık olan kişiler için bu metodun pek önerilmediğini, diyalize giren hastalar için risk oluşturabileceğini vurgulayalım.
Fakat bu tip bir sorun yaşanmadığı takdirde Aort damarı ameliyatının sonrası için ciddi bir bakım gerekmiyor. Kişi 1-2 günlük süreçte günlük yaşamına devam edebiliyor.
Ameliyat sonrasında kan nakli gerektirmemesi diğer eski yöntemlere oranla en önemli artısıdır. Yine ameliyat bölgesinin kasık kısmından ufak bir kesi olacağını vurgulamalıyız. Doğal olarak ağrı ve sızının çok gündemde olmayacağını söylemek gerek. Standart bir aorta ameliyatına göre iz kalma ihtimali ise çok daha düşüktür. Kalması durumunda da ufak bir kesi ile uygulandığı için yine avantajlı olan ameliyat türünün EVAR olduğunu belirtelim.