Arteriyel Hipertansiyon, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Arteriyel Hipertansiyonun tanımı, neden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, teşhis yöntemlerinin neler olduğu ve nasıl tedavi edildiğine dair makale.
İçindekiler
Arteriyel Hipertansiyon
Pulmoner arterlerde bulunan kanın basıncının artmasına arteriyel hipertansiyon denmektedir. Bu damarlar kalbin vücudumuzdaki kanı temizlenmek üzere (oksijenize etmek) akciğerlere iletilmesiyle görevlidirler. Sağ atriyum ve sağ ventrikül tarafından temizlenmek üzere gönderilen kanı taşıyan bu damarlar oluşan basınç nedeniyle bir süre sonra görevlerini yapmakta zorlanmaya başlarlar ve bu nedenle kalp kanı pompalamakta zorlanmaya başladığı için sağ tarafı genişlemeye başlar. Neden kaynaklandığı henüz tespit edilememiş bir hastalıktır.
Arteriyel hipertansiyon toplumda yaygın görülmeyen bir hastalıktır. Ortalama olarak bir milyonda otuz ile elli kişi arasında görülmektedir. Kadınlarda görülme ihtimali erkeklere oranla daha yüksektir. Çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkar.
Teşhisi yapılarak tedavi edilmezse ölümle sonuçlanan bir hastalık olduğu için tedavisi oldukça önemlidir. Hastalığın görülme oranı gelişmiş ülkelerde gelişmemiş ülkelere kıyasla daha fazladır. Pulmoner hipertansiyonda öne çıkan risk faktörleri sigara ve diyabettir. Hastalığın ortaya çıkış yaş aralığı 36 ve 52 arası olarak ölçülmüştür.

Hipertansiyon yaygın görülmekle birlikte arteriyel hipertansiyon nadir görülür
Arteriyel hipertansiyon belirtileri ve teşhisi
Pulmoner arterlerde meydana gelen basıncın birçok belirtisi mevcuttur fakat bu belirtilerin çoğu diğer bir takım hastalıklarda da sıklıkla görüldüğü için ilk başlarda hipertansiyonu tespit edebilmek bazen güç olabilmektedir. Bu hastalıkta Bu da hastalığın ilerlemesine yol açtığı için istenmeyen bir durum olarak karşımıza çıkar. Bu hastalığın belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Göğüste sıkışma hissi ve ağrı
- Nefes darlığı
- Çabuk yorulma ve enerji azlığı
- Öksürük
- Çarpıntı
- Bacak ödemi
- Sebepsiz bayılmalar ve baş dönmesi
- Sürekli yorgunluk
Bu belirtilerin en büyük sebebi genişleyen ve büyüyen kalbin sağ tarafının meydana getirdiği etkilerin bir sonucudur.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon tedavisi açısından hastalıktan şüheleniliyorsa teşhise en yarayışlı yöntemlerden birisi iki boyutlu doppler ekokardiyografidir. Eğer hastalık doğrulanır ise ilerleme durumunu ve yoğunluğunu ölçmek için kullanılan yöntemler ise:
- Akciğer fonksiyon testleri
- Ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi
- Kardiyopulmaner egzersiz testleri
- Oksijenizasyon
- Elektrokardiyografi
- Bilgisayarlı tomografi
- Abdominal USG
Hastalığın belirtileri çok kesin olmadığı için genellikle arteriyel hipertansiyona tanı konması genellikle daha önce belirttiğimiz gibi sağ ventrikülün genişlemesi ve görevini yapamamaya başlamasıyla söz konusu olmaktadır. Başka hastalıklarla karıştırılan bu tür belirtiler yüzünden hipertansiyonun teşhisi ortalama olarak iki yıl gibi uzun bir süre gecikmektedir. Bu nedenle bu tür belirtilerden yakınan kişiler kesinlikle hipertansiyonu göz ardı etmeden buna göre gerekli kontrolleri yaptırmalılar.
Arteriyel hipertansiyon tedavisi
Teşhisten sonra hastalığın tedavisine yönelik süreçler ve yöntemler özellikle son yıllarda büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Kişinin ve hastalığın durumuna göre uygulanabilecek tedavi yöntemleri oldukça çeşitlidir.
Tıptaki son dönem ilerlemelerden önce pulmoner arteriyel hipertansiyon için teşhisten sonra ortalama yaşam süresi 2.8 yıl olarak kabul ediliyordu. Son yıllarda bu süre oldukça uzamıştır. özellikle erken teşhis yaşam süresinin artmasından hayati öneme sahiptir.
Tedavi kullanılan yöntemler oksijen tedavisi, diüretik tedavisi, antikoagülan tedavisi, inotroplar, kalsiyum kanal brokürleri tedavisi, vazodilatör ilaçlar olarak sıralayabiliriz.
Bunlara bir alternatif olarak özellikle son on yılda gelişme gösteren diğer bir tedavi yöntemi ise kök hücre nakli tedavisidir. Hastaların büyük çoğunluğunda olumlu tepki gösteren bu tedavi yöntemi sayesinde kan basıncında azalma gözlemlenmektedir.
Ayrıca tıp biliminde önceleri erkeklerde meydana gelen sertleşme sorunu için kullanılmakta olan fosfodiesteraz inhibitörlerinin de yapılan çalışmalar sonucunda kişinin enerji kapasitesinde ve bulgularında olumlu yönde ilerlemeye sebep oldukları tespit edilmiştir. Bu nedenle sildenafil ve tadalafil gibi inhibitörler arteriyel tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.

Tüm bu tedavi süreçleri başarı ile tamamlandıktan sonra da hasta mutlaka kontrol altına tutulur ve rutin olarak kontrol muayenelerine gitmek zorundadır. Çünkü altında yatan sebebin ne olduğu belli olmadığından hastalığın nüksetme olasılığı oldukça yüksektir. Bir nevi bu hastalığın tedavisi kişinin ömrü boyunca sürekli olarak devam eden bir süreç
Pulmoner hipertansiyonda teşhisten sonra özür oranlarına göre belirlenen rapor alımı da mümkündür. Aynı zamanda bu rapor belli şartları sağlamanız halinde malulen erken emeklilik ve vergi dilimlerinde veya oranlarında indirim şeklinde bir takım faydalar sağlayabilmektedir. Rapor almak için tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu muayenesi sonucu rapor almak gerekmektedir. Eğer pulmoner hipertansiyondan başka herhangi bir hastalık kişide mevcut değilse tek başına hipertansiyonun özürlülük oranı yüzde on kabul edilmektedir. Diğer hastalıklar mevcut ise onların oranlarına göre verilen oran yükselecektir.