Bacaktaki Kılcal Damarların Tedavisi ve İyileşme Süreci
Skleroterapi tekniği, laser tedavisi ve makyajlama ile ortadan kaldırılması mümkün olan bacaklardaki kılcal damarlar; bireyin hareket kabiliyetini kısıtlayarak yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır.
İçindekiler
Bacaklardaki Kılcal Damarlar
Öncelikli olarak kılcal damarların hassas olan yapısının en sık bozulduğu bölge bacak bölgesi olduğunu belirtmek gerekir. Bu durumun nedeni ise; özellikle hareketli bir iş ya da özel yaşantıya sahip olan bireylerin bacaklarındaki damarların olağan dışı kan basınca karşısında tahribata uğramasıdır.
Bu noktada bacaktaki kılcal damarların yapısının bozulmasıyla meydana gelen problemlerin, bireyin hareket etmesini zorlaştırabileceği gibi herhangi bir hareket kısıtı getirmeden yalnızca estetik görüntü üzerinde olumsuz etkiye neden olabileceğini belirtmek gerekir.
Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen ve yaş faktörü ile doğru orantılı olarak arttığına inanılan bacak kılcal damarları, genellikle diz bölgesinin altında ve arka tarafında yoğunlaşır. Genellikle 40 yaş ve üzeri kadın bireylerde, kılcal damarların bacak bölgesinde uyuşma ya da karıncalanma hissine sebebiyet verebileceği de unutulmamalıdır.
Bacakta kılcal damar problemiyle karşılaşma riski olan grupları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Kilolu bireyler.
- Uzun süre ayakta duran ya da uzun süre sabit bir pozisyonda oturan bireyler.
- Gebe ve doğum kontrol hapı(hormon hapı da olabilir) kullanan kadın bireyler.
- Kolesterol, hipertansiyon vb. sağlık sorunlarına sahip bireyler.
Görüldüğü üzere dolaşım sisteminin yapı taşlarından biri olan kılcal damarlar üzerinde olumsuz etki yapan faktörleri barındıran bireyler risk grubuna dahil edilmektedir.
Risk gruplarının hastalığı meydana getiren faktörler ile büyük benzerlikler gösterdiği göz önünde bulundurulursa; hastalığın tedavisi noktasında başarı oranının arttırılmasını etkileyen faktörlerden bir tanesinin de, risk grupları hakkında yetkin ölçüde bilgi sahibi olmak olduğu söylenebilir.
Bacaklardaki Kılcal Damarların Tedavisi
İnsanların birçoğu kılcal damarların tedavisi esnasında tercih edilebilecek yegane yöntemin cerrahi müdahale olduğuna inansa da durum böyle değildir.
Skleroterapi tekniği, laser tedavisi ve makyajlama işlemi kılcal damarların tedavisi noktasında bireyin tercihine sunulur. Hangi tedavi metodunun uygulanacağının belirlenmesinde; bireyin yapısal özellikleri, kılcal damarların sebep olduğu şikayetler ve problemin boyutu dikkate alınarak karar verilir.
Örneğin; bacaklardaki kılcal damarlar herhangi bir yakınmaya sebep olmuyor ve yalnızca estetik olarak kötü bir görünüm oluşturuyorsa, tercih edilecek tedavi metodu makyajlama işlemidir. Bir diğer adı kamuflaj işlemi olan bu teknikte, kılcal damarların sebep olduğu kötü görüntü ortadan kaldırılır ve bireyin üzerindeki psikolojik baskı hafifletilir.
İstatistiksel veriler ışığında bakılacak olursa; günümüzde hastalığın tedavisi noktasında en sık tercih edilen metot skleroterapidir. Başarı oranı yüksek olan bu tekniğin temeli; damarın içerisine ilaç enjekte edilmesine dayanır.
İlaç hava ile temas ettirilip köpük haline getirilerek damar içerisine yerleştirildiği takdirde tedaviye köpükleme işlemi de denilebilir. Skleroterapi, ciddi yakınmaları yani bacak bölgesinde morarma, ağrı, karıncalanma hissi ve yara vb. gibi şikayetleri olan bireyler için tercih edilir. Seanslar halinde uygulanan bu teknikte seans sayısını ve uzunluğunu belirleyecek yegane faktör; kılcal damarların ne ölçüde tahribata uğradığıdır.
Kılcal damar tedavisinde kullanılabilen yöntemlerden bir diğeri de belirtildiği gibi laser tedavisidir. Yan etkileri bakımından kıyaslandığında skeroterapiye göre bir adım geride olan laser tekniğinde, herhangi bir iğne ya da aparat kullanılmaksızın lazer ışınları ile tedavi gerçekleştirilir.
Bacaktaki Kılcal Damarların İyileşme Süreci
Bir önceki paragraflarda belirtilen tedavi yöntemlerinin tek başına uygulanması hiç şüphesiz hastalığın tam manasıyla tedavisini sağlamayacaktır. Bu nedenle; bireyin tedaviye katkı sağlamak amacıyla uygulaması gereken birkaç temel faaliyet mevcuttur.
Bu temel faaliyetleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Tedavi sonrasında düzenli yürüyüş yapılması: Kas ve iskelet sistemi üzerinde aktif etki sahibi olacak her faaliyet, bireyin iyileşme sürecine katkı sağlayacaktır. Günlük periyotlarla yirmi-yirmi beş dakika yürüyüş yapılması ilk aşamada bireyin zayıf kalan bacak kaslarının eski gücünü kazanmasını sağlayacak ve bölgedeki kan akışını hızlandıracaktır.
- Uzun süre sabit pozisyonda kalınmaması: Kılcal damar tedavisi gören bireyin dikkat etmesi gerekenlerden bir tanesi de; hareket etmek ve oturmak arasındaki dengeyi bulmaktır. Bir diğer ifadeyle; uzun süreli hareket etmekten ya da oturmaktan kaçınmalı, hareket ettikten sonra bacaklarını bir süre dinlendirmelidir.
- Bacakların desteklenmesi: Bacaklardaki kan akışının düzenlenmesine yardımcı olunması amacıyla destek çorapları kullanılması tedavinin başarı olasılığına pozitif yönde etki yapar.
Tüm bunlara ek olarak bireyin aşırı yağlı besinlerin tüketiminden uzak durması ve doğal vitamin içeren meyve/sebze tüketimine yönelmesi de tedavi süreci üzerinde olumlu etki yapacaktır.