Gözde ve Göz Bölgesinde Kılcal Damar Belirginleşmesi ve Tedavisi
Gözlerdeki ve göz bölgesinde bulunan kılcal damarların belirginleşmesinin nasıl bir rahatsızlık olduğu, nasıl geçtiği, tedavi edildiği ve tedavi yollarının neler olduğu hakkında makale.
Gözde Kılcal Damar Belirginleşmesi
Göz altı bölgesinde ve göz kapaklarında derinin çok ince olması, deri altında bulunan yağ yoğunluğunun düşük olasından dolayı bu bölgelerde kılcal damar belirginleşmesi sıklıkla görülmektedir. Gözlerde, göz altında ve göz kapaklarındaki kılcal damar genişlemeleri özellikle yüz bölgesi gibi estetik açıdan önemli olan bir bölgedeki en önemli organda meydana geldiği için büyük estetik rahatsızlıklara neden olmaktadır.
Kılcal damar çeperlerinin esnekliğini kaybetmesi sonucu genişlemesinden kaynaklanan bu rahatsızlık genetik yatkınlıkla ortaya çıkabildiği gibi, farklı etkenlerle de görülebilir. Özellikle ince ve beyaz tenli kişilerde bu belirginleşmeler daha net ve büyük ölçüde görülmektedir. Göz çevresinde görülen bu durum kırmızı renkte örümcek ağı görünümündedir.
Göz bölgesindeki kılcal damar genişlemeleri herhangi bir sağlık problemine neden olmazlar. Göz içerisinde oluşan kılcal damar belirginleşmeleri bir süre sonra kaybolabilirler fakat göz kapağı ve göz altında meydana gelen belirginleşmeler tedavi edilmezlerse iyileşmezler. Bu nedenle sağlık problemlerine neden olmasalar da estetik rahatsızlıktan dolayı kişiler bu durumdan kurtulmak istiyorlarsa mutlaka tedavi olmalıdırlar.
Gözde ve göz bölgesinde meydana gelen kılcal damar belirginleşmeleri kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görülmekte olan bir rahatsızlıktır.
Göz çevresindeki bölgeler oldukça hassas olduğu için en ufak travmatik yaklaşımlarda kılcal damar belirginleşmesi gözlemlenebilmektedir. Uzun süreli uykusuz kalmak, uzun süre ekrana bakarak yapılan işler ve aşırı yorgunluk neticesi dinlenememek gibi durumlar göz bölgesinde belirginleşmeye neden olabilmektedir. Ayrıca yaş alma da önemli bir faktördür. Yaşlandıkça incelen ve zayıflayan deri dokusu kılcal damarların ortaya çıkması ve belirgin hale gelmesini kolaylaştırmaktadır. Aşırı sıcak havalar da belirginleşmeye neden olmaktadır. Bu nedenle özellikle yaz aylarında güneş koruyucu krem kullanmadan dışarı çıkmamaya özen göstermek, hava sıcaklığının yüksek olduğu zamanlarda dışarıda bulunmamak gibi yöntemlerde bu rahatsızlığın oluşmamasını, oluştuysa daha da ilerlememesini sağlamak mümkün olabilir.
Göz içinde meydana gelen kılcal damar belirginleşmesinin nedenlerini ise şöyle sıralayabiliriz:
- Hiper tansiyon
- Diyabet
- Aşırı güneş ışığına maruz kalmak
- Tiroid hastalıkları
- Göz tansiyonu
Gözde Kılcal Damar Belirginleşmesinin Tedavileri
Göz kapaklarında ve göz altında bulunan kılcal damar belirginleşmesinin tedavisinde karşılaşılan en büyük problemlerden birisi lazer uygulama esnasında ışınların göze zarar verme olasılığıdır. Bunun önlenmesi açısından göz yuvasına çelik, koruyucu lens yerleştirilerek lazer uygulama gerçekleştirilmektedir. Genellikle dört ile altı seans arasında gerçekleştirilen lazer tedavisi herhangi bir anesteziye ihtiyaç duymadan gerçekleştirilir ve ağrısız bir işlemdir. Tedavinin başarısı için birer aylık aralıklarla uygulanmaktadır.
Lazer tedavi her yaş grubunda ve her şart altında uygulanabildiği için sıklıkla tercih edilen bir tedavi yöntemidir.
Lazer tedavi sonrasında belirginleşen bu damarlar kaybolurlar ve tekrar aynı noktada damar belirginleşmesi gerçekleşmez. Çoğunlukla herhangi bir yan etki oluşturmayan lazer tedavisi sonrası nadir olarak uygulama bölgesinde kızarıklık veya renk değişimi gözlenmekle birlikte bu semptomlar kısa bir süre sonra kaybolmaktadır. çok nadir durumlarda meydana gelen renk değişimleri kalıcı olmaktadır.
Damar belirginleşmesi tedavisinde lazer harici skleroterapi, radyo frekans gibi alternatif yöntemler bulunsa da göz çevresi gibi hassas olan bölgelerde lazer uygulanması sağlık açısından daha uygun bir durumdur. Ayrıca göz bölgesinde meydana gelen damar genişlemeleri kılcal damarlarda meydana geldiği için daha geniş damarlarda uygulanabilen skleroterapi gibi tedaviler bu bölgelerde uygulanamaz.
Lazer tedavi sonucu meydana gelen renk değişimi çoğunlukla koyu tenli olanlarda açık tenlilere göre daha fazla görülmektedir. Bu nedenle koyu tenli kişilerde uygulama esnasında daha dikkatli olunmalıdır. Bu tedavi oldukça düşük bir ağrıya neden olsa bile acıya ve ağrıya hassasiyeti bulunan kişilerde bir rahatsızlık oluşturabileceği için bu gibi kişilerde lokal anestezik maddeler kullanılarak bu tür yakınmaların önüne geçilebilir.