Kalp Anevrizma Ameliyatı ve Riskleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kalp anevrizmasında Aort üzerinde oluşan genişlemeler başrol oynar. Atardamarlar üzerinde görülen bu deformasyon sonucunda baloncuklar risk oluşturabilir.

Kalp anevrizması olarak adlandırılan durum vücudumuzun en büyük damarı olan aort üzerinde gerçekleşen baloncuk ile meydana gelir. Bu tanımdan önce kalp ve damarların görevini tanımlamak önemlidir.

Kalp Anevrizması Belirtileri

Kalp Anevrizması Semptomları

Anevrizma tabirinin tıp literatüründe atardamar üzerinde oluşabilecek bir baloncuk olduğunu belirterek başlayalım. Atardamarlar oksijenli kanın vücuda dağılımını sağlayan ana unsurlardır. Burada önemli olan nokta ise sağlıklı bir kan dolaşımının sağlanabilmesidir. Yaklaşık 2,5 santimetre çapa ulaşabilen ana damarımız Aort için yırtılmalar, tıkanıklıklar, patlamalar hayati risk taşıyan vakaları oluşturur.

Bunun genel anlamda sebepleri ise Kalp anevrizma belirtileri ile net bir biçimde görülebiliyor. Erken teşhis edilmesi durumunda ameliyat ile müdahale edilme şansı doğuyor. Fakat geç teşhisiyle beraber tıpkı beyin anevrizmaları gibi hayati tehlike, felç riski, bilinç kaybı sonuçlarına hazırlıklı olmak gerekiyor.

• Torasik Anevrizma: Aort üzerinde göğüs boşluğunda oluşan baloncuk
• Abdominal Anevrizma: Aort üzerinde karın boşluğunda oluşan baloncuk

Burada gördüğünüz gibi göğüs boşluğunda oluşabileceği gibi karın bölgesinde de Aort duvarlarında balonlaşmalara rastlanabilir. Anevrizma kalp üzerinde ciddi bir risk oluşturduğu gibi beyin, dalak, boyun, diz ardı ve birçok vücut bölümü için aynı tehditleri ortaya koyabilir. Genellikle Kalp anevrizma belirtileri saptanamadan uzun yıllar büyüyebilir.

• Sırt ve karın bölgesinde keskin ağrılar
• Karın boşluğunda nabız görülmesi
• Karın ağrısının saatlerce veya günlerce sürmesi
• Ayak uyuşmaları
• Karın bölgesinin altında şiddetli ağrılar
• Sırtta aniden başlayan şiddetli ağrılar
• Ayaktayken baş dönmesi, terleme, kusma, artan nabız

Kalp Anevrizması Tedavisi

Kalp anevrizma tedavisi için öncelikle oluşan damar baloncuğunun sebebi, boyutu, ne kadar zamandır var olduğu, gelişmesi göz önüne alınmalıdır. Burada ekstradan bazı unsurlara değinmek gerekiyor. Öncelikle tanının koyulabilmesi için ilgili muayenelerin ve tetkiklerin eksiksiz yapılması gerekir. Fakat hiçbir belirti olmadan yıllarca varlığını sürdürdüğü için farklı bir hastalığın muayenesi esnasında fark edilme ihtimali daha yüksektir.

Hastaya Bilgisayarlı tomografi, röntgen, magnetik rezonans görüntüleme, ultrason veya anjiografi gibi farklı görüntüleme teknikleriyle tetkikler yapılır. Burada erken teşhis edilebilmesi durumunda ameliyata gerek kalmaz. Doğrudan medikal tedavi yöntemine başvurulur ve ilaçlar kullanılarak kalp anevrizması engellenmeye çalışılır. Aort ve diğer damarların sağlığı tedavi şekli belirlenirken önemli bir husustur.

Tabi ki diğer organlarla ve vücudun diğer bölümleriyle olan bağlantının, anevrizma tarafından oluşmuş tahribatın önemi büyüktür. Kalp aort anevrizma ameliyatı engellenemeyecek düzeye gelmiş, patlamak üzere olan veya patlama veya çeşitli çatlamalarla baş göstermiş belli komplikasyonlar üzerine uygulanır.

Kalpte anevrizma ameliyatı hangi koşullarda yapılır diye merak ediyorsanız kalp duvarı üzerindeki baloncuğun gelişiminin baz alınacağını söyleyebiliriz.

Kalp Anevrizma Ameliyatı ve Riskleri

Kalp anevrizma ameliyatı yapılmaya karar verildiğinde aort damarı ve riskleri oluşturan faktörler göz önüne alınmalıdır. Aort üzerinde oluşmuş baloncuk için ameliyatın tekniği son derece önemlidir. Risk grupları ise buna bağlı olarak artabilir. En büyük risk faktörünü anevrizmanın patlaması oluşturur. Bu gibi durumlarda ortalama ölüm oranının saat başına %1 şeklinde belirtildiğini söyleyebiliriz.

• Kompozit Aort Kökü Değişimi
• Aort Arkı Cerrahisi
• Torakoabdominal Anevrizma Cerrahisi
• Aort Kapakçığı Haricinde Anevrizma Cerrahisi

Doktorunuzun yapacağı tetkiklerin haricinde kalp aort anevrizma ameliyatı için önceden kan plazması bulundurulması zorunludur. Her zaman patlama riskinin göz önüne alınarak buna uygun bir şekilde ameliyata başlanması öngörülür. Olası bir kan kaybının daha farklı komplikasyonlara, dolaşım bozukluklarına, organlara kan ulaşmamasından kaynaklanacak hayati tehlikelere sebep olabilir.

Günümüzde en çok kasık bölgesinden girilerek uygulanan operasyonlar dikkat çekiyor. Bu operasyonlarda sentetik damarlar, stent gibi ekipmanlar kullanılabiliyor. Üstelik risk oranının karın bölgesinden aort damarına açılacak kesi ile kıyaslandığında daha az olduğu kabul görüyor.

Kullanıcı Yorumları ve Oyları (Sizin oyunuz ilk olsun)

Loading...