Venöz Ülser Hastalığının Belirtileri ve Yararların Tedavisi
Venöz ülser olarak bilinen ve varis ile çok karıştırılan bacak yaralarını inceleyeceğiz. Bir sebebi olarak varis karşımıza çıksa da venöz ülser farklı bir vakadır.
Venöz ülser olarak adlandırılan bacak yaralarının göze pek hoş görünmediği aşikâr. Aslında varis sorunu yaşayanların bile görüntüden pek memnun olmadıklarını söylemek gerek. Doğal olarak oluşan yaralar bir üst segment olarak düşünülebilir.
İçindekiler
Venöz Ülser Belirtileri
Venöz ülser anlamını tekil olarak düşündüğünüzde gayet açık bir biçimde dizin altında oluşan yaralar diyebiliriz. Fakat bacakta çıkan bu yaralara venöz tanımının yapılmasının altında nedeni yatmaktadır. Oluşan toplardamar yetmezliği, kapakçık sorunları veya toplardamar rahatsızlıkları sonucunda bu problemle karşılaşmak gayet mümkündür. Hatta insanların büyük çoğunluğunda varis sonrası oluştuğuna dair bir algı oluşmuştur.
Tabi ki venöz ülser belirtileri gözlendiğinde varis sonrası oluşumunun çok daha sık görüldüğü inkâr edilemez bir gerçektir. Fakat varis şikâyeti olmayan, hatta bilinen hiçbir sorunu olmayan hastalarda da bu durum kısa vadede oluşabiliyor. Çünkü içeride yer alan toplardamarların deformasyonuyla beraber yaralar için ortam hazırlanmış oluyor.
Bacaklarımızda yer alan toplardamarların önde ve arkada olmak üzere çift olarak yer aldığını söylemek mümkün. Fakat oluşan deformasyonun sonucunda sadece damar olan bölgelerde yara görülmediği açıktır. Aksine mevcut venöz ülser yaraları için en sık rastlanan bölgenin bilekler olduğunu vurgulamalıyız.
Venöz Ülser yaraları her zaman belirtileri ortaya koyarak oluşmaz. Bazen hiçbir şekilde renk değişimi, şişme veya ağrı hissedilmeden gözlemlenebilir. Ani bir biçimde şişme reaksiyonuyla ortaya çıkar ve açılarak büyüyebilen yaralara dönüşebilir. Vücudunuzun yapısı, sağlığınız, damar yapıları ve venöz ülseri için yapılacak teşhis ile beraber yara tipi ve boyutu değişebilir.
Venöz Ülser Yara Bakımı
Venöz ülseri görülen ayak ve bacaklarda yara bakımı daha da önemli bir nokta olarak görülmektedir. Genel anlamda orta yaş sendromunda sık rastlanan bir rahatsızlık olarak görüldüğünü belirtmeliyiz. Keza arteriyel ülser ile kıyaslandığında arada ciddi bir yaş ortalaması farkı oluşuyor. Arteriyel ülserler yaşlılar için risk oluşturuyor. Venöz ülser ise sürekli olarak çalışan ve ayakta duran veya çok hareketsiz olan orta yaş grubunu hedef alıyor.
Oluşan toplardamar sorunlarından kaynaklanan venöz ülser yaralarının bakımı için ilk öncelik tanı ile başlar. Çünkü siz yaranın iyileşmesi için sorunun merkezine inmek zorundasınız. Çoğu zaman toplardamarlardan kaynaklanan bacak yaralarında kırmızılık ve morarma hat safhadadır. Hatta mevcut yara bakımı kadar içeride bir takım tedavi seanslarının uygulanması zorunlu kılınmalıdır.
Yapılacak renkli doppler USG ile beraber kan akışının yönü, basıncı ve damarlarda yaşanan kapakçık sorunları saptanabiliyor. Toplardamarlarda karşılaşılan sorunlar ise çektiğiniz ağrı, oluşan yara veya görülen net belirtileri ile saptanabilir.
Yara bakımı için doktorunuzun özel olarak uygulayacağı bir takım yöntemler olacaktır. Aynı zamanda bu aşamada kalp ve damar cerrahisi uzmanlarının dışında dermatoloji randevusu almanız gerekebilir. Çünkü venöz ülser yaralarının cilt üzerinde açılarak büyümeye devam edebilmesi mümkündür.
Venöz Ülser Yarasına Bakım Uygulaması
Öncelikle doktorunuzun önerdiği şekilde sargı beziyle kapalı tuttuğunuz yarayı açınız. Yaranın temizlenmesi ve mikrop kapmasının önlenmesi için kesinlikle su kullanılmaz. İzotonik solüsyon ile dezenfekte ederek uzman doktorun önerdiği antibiyotik kremi uygulayınız. Eğer izotonik solüsyonunuz yoksa yalnızca steril olduğunu bildiğiniz suyla yarayı yıkayınız. Şebeke suyu kesinlikle yara için uygun olmayacaktır. Ardından tekrar temiz steril bezle sarmak ve bandajlamak önemlidir. Bu uygulamayla pansuman bitmiş olsa da varis çorabı giymediğiniz sürece her zaman yaranın büyüdüğünü ve pansumana rağmen iyileşmediğini gözlemleyebilirsiniz.
Venöz Ülser Yaralarının Tedavisi
Venöz ülser vakalarında yara tedavisi için toplardamarların tedavisi şarttır. Çünkü pansuman ve varis çorabı uygulaması devam etse dahi net sonuçlar almak mümkün olmayabilir. Hatta daha da kötüsü yaranın iltihap tutması ve bunun tüm ayak bileğinize yayılması mümkün olabilir. Ya da bacağınız dize yakınsa kemik ve kemik üzerinden yayılarak diz kapağınıza ulaşabilir.
İltihabın yayılma hızıyla beraber yürüme fonksiyonlarınız kaybolabilir. Tüm bu sonuçların yaşanmaması için toplardamar yetmezliğine, kapakçık sorunlarına veya oluşan diğer problemlere çözüm aranması gerekir.
Tedavinin uygulanabilmesi için öncelikle sorunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Altta Yatan Sebep | Tedavi Seçenekleri |
Derin Toplardamar Yetmezliği | Stent |
Perforan Damar Yetmezliği | SEPS veya Skleroterapi |
Kombin Yetmezlik | Stent ve cerrahi müdahale |
Yüzeyel Yetmezlik | Varis Ameliyatı, Lazer veya radyofrekans |
Venöz ülser yarası iyileşen insanların bu sorunu tekrardan yaşamayacak olmalarını söylemek doğru olmaz. Keza nüksedebilme ihtimali çok yüksek bir vakadır. Şu sıralar yapılan araştırmalarda venöz ülser yarası iyileştikten sonra damar sağlığı ve varis çorabı kullanımı gerçekten önem taşıyor. Yaşam standartlarını düzenleyen ve varis çorabı giyen insanlarda tekrar görülme oranı %30 seviyelerinde seyrediyor. Eğer bu noktada dikkat edilmezse risk faktörünün en az iki katına çıkacağı, staz oluşumlarının ise daha hızlı ve derin yinelenebileceği belirtiliyor.
Venöz ülser belirtileri olmadan gelişebilen ve şişme, ağrı, bacağı yukarı kaldırınca rahatlama, acı hissi, bacakta renk değişimi gibi reaksiyonlarla kendisini gösterebilen bir vakadır. Yara izi kalmayacak şekilde kapanabilir. Yinede toplardamar rahatsızlığı tedavi edilmezse yaranın iyileşmeme ya da iltihaplanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu vurgulamak gerekir.